Bizde Ucuz, Tezgahta Pahalı

BÖLGE GÜNDEMİ (Web Sitesi) - Web Sitesi | 03.09.2019 - 11:17, Güncelleme: 28.03.2022 - 16:21 1786+ kez okundu.
 

Bizde Ucuz, Tezgahta Pahalı

Medreseönü’nün kadın kaptanlarından Nurşen Aygün, en büyük sorunlarının kendilerinden düşük fiyata alınırken tezgahta yüksek fiyata satılması olduğunu söyleyerek soruna çözüm bulunması gerektiğini ifade etti.
Nurşen Aygün 15 yıldır Perşembe’nin Medreseönü Mahallesinde eşiyle birlikte balıkçılık yapıyor. Eşi kimi zaman İstanbul gibi Ordu dışındaki yerlerde balıkçılık yapmak için gittiğinde de Poyraz 52 isimli tekneye o kaptanlık yapıyor. Karadeniz’e açılıyor, palamut-istavrit, mezgit avı yapıyor. Nurşen Kaptan, Ordu Büyükşehir Belediye (OBB) Başkanı Hilmi Güler’in denizlerde av yasağının kalkması sebebiyle düzenlenen törende “Medreseönü’ndeki kadın kaptanlarla iftihar ediyoruz. Onlar erkekler kadar başarılı. Onlar için Ayşe Kaptan, Zeynep Kaptan, Emine Kaptan, Fatma Kaptan gibi bir dizi film yaptırmayı düşünüyoruz. Bu konuda hazırlıklarımız var. Çünkü onların Ordu'ya tanıtılması gerekiyor.” diyerek övgüyle bahsettiği kadın kaptanlardan biri.   UTANARAK BELGE ALDIM Nurşen Kaptan, OBB Başkanı Güler’in açıklamasını olumlu buluyor, “Belki bu sayede tuttuğumuz balık para eder.” diyor. Liman Başkanlığına ilk kez kaptanlık belgesi almak için gittiğinde utanarak gittiğini ifade eden Nurşen Aygün, “Kadın olduğum için utanarak gittim. Hani belki abes kaçar diye utanıyordum. Hatta bana Liman Başkanlığı’nda sen ikincisin diyerek beni öne çağırıp belgemi verdiler. O da beni mutlu etti. Ben çok çekinerek gitmiştim ama çekinecek bir şey yokmuş. Denize çıkmak güzel, balıkçılık yapmak güzel. Bazen de sıkıntı tabi. Havanın durum var, soğuğu var. Böyle zahmetleri de oluyor. Ancak ifade ettiğim gibi bir de balığımızı para ettirsek çok daha güzel olacak.” şeklinde konuştu.          EMEĞİMİZİN KARŞILIĞINI ALAMIYORUZ Ana sorunlarının balığın para etmemesi olduğunu ifade eden Nurşen Aygün, “Bu yıl deniz zayıf görünüyor. Gelecek ne olur bilemiyorum. Palamut olmaz ise eşim burada durmaz başka İstanbul’da ya da başka bir yerdeki başka bir gemiye gider. Bizim gerçekten ana sorunumuz tuttuğumuz balığın para etmemesi. Tutuyoruz getiriyoruz tezgahlar diyor ki balık para etmiyor. Manavlar balığın satılmadığını söylüyor. Ben bunu anlamıyorum. Benim İstanbul’da da balıkçılık yapan tanıdıklarım var. Biz onların verdiği fiyatın üçte bir altına veriyoruz. Balık para etmiyor. Buna bir çözüm bulunmasını arzuluyorum. Ben 15 yıldır denizdeyim. Bu işte bizi üzen böyle bir durum var. Emeğimizin karşılığın alsak bize yeter.” diye konuştu.      SEBZE-MEYVEDEKİ SORUN BİZ DE VAR Nurşen Aygün’ün eşi Süleyman Aygün de eşi ile birlikte balıkçılık yapmanın güzel olduğunu ifade ederek aynı durumdan dert yanıyor; ‘balık bizde para etmiyor tezgahta pahalı diye alan olmuyor.’ Tezgahta balık fiyatının 25 lira olduğunu ifade eden Aygün, “Ancak bu bunu 10 yada 15 liradan veriyoruz. Arada 5 lira fark olur arada bur kadar çok fark olur mu? Benden balığı 15 liraya alıyorsan 20 liraya ver. 7 liraya alıyorsan 10 liraya ver. El değiştirdiği yer bir tek burası. Benden alıyor tezgahına koyup satıyor. Benden 10 liraya al 15 liraya ver. Ama bu kadar çok fark olmaz. Balığı 10 liraya alıp 20 ya da 25 liraya sattığın zaman sen benim ortağım olmuş oluyorsun. Kayığımın ortağı olmuş oluyorsun. Yazık değil mi? Aynı sebze-meyve hallerinde olan biz de oluyor. Tarlada 1 lira olan domates pazarda 8 lira. Bizde de öyle. Bu kadar fark olmaz. Buna bir çözüm olmalı.” dedi.
Medreseönü’nün kadın kaptanlarından Nurşen Aygün, en büyük sorunlarının kendilerinden düşük fiyata alınırken tezgahta yüksek fiyata satılması olduğunu söyleyerek soruna çözüm bulunması gerektiğini ifade etti.

Nurşen Aygün 15 yıldır Perşembe’nin Medreseönü Mahallesinde eşiyle birlikte balıkçılık yapıyor. Eşi kimi zaman İstanbul gibi Ordu dışındaki yerlerde balıkçılık yapmak için gittiğinde de Poyraz 52 isimli tekneye o kaptanlık yapıyor. Karadeniz’e açılıyor, palamut-istavrit, mezgit avı yapıyor. Nurşen Kaptan, Ordu Büyükşehir Belediye (OBB) Başkanı Hilmi Güler’in denizlerde av yasağının kalkması sebebiyle düzenlenen törende “Medreseönü’ndeki kadın kaptanlarla iftihar ediyoruz. Onlar erkekler kadar başarılı. Onlar için Ayşe Kaptan, Zeynep Kaptan, Emine Kaptan, Fatma Kaptan gibi bir dizi film yaptırmayı düşünüyoruz. Bu konuda hazırlıklarımız var. Çünkü onların Ordu'ya tanıtılması gerekiyor.” diyerek övgüyle bahsettiği kadın kaptanlardan biri.

 

UTANARAK BELGE ALDIM

Nurşen Kaptan, OBB Başkanı Güler’in açıklamasını olumlu buluyor, “Belki bu sayede tuttuğumuz balık para eder.” diyor. Liman Başkanlığına ilk kez kaptanlık belgesi almak için gittiğinde utanarak gittiğini ifade eden Nurşen Aygün, “Kadın olduğum için utanarak gittim. Hani belki abes kaçar diye utanıyordum. Hatta bana Liman Başkanlığı’nda sen ikincisin diyerek beni öne çağırıp belgemi verdiler. O da beni mutlu etti. Ben çok çekinerek gitmiştim ama çekinecek bir şey yokmuş. Denize çıkmak güzel, balıkçılık yapmak güzel. Bazen de sıkıntı tabi. Havanın durum var, soğuğu var. Böyle zahmetleri de oluyor. Ancak ifade ettiğim gibi bir de balığımızı para ettirsek çok daha güzel olacak.” şeklinde konuştu.       

 

EMEĞİMİZİN KARŞILIĞINI ALAMIYORUZ

Ana sorunlarının balığın para etmemesi olduğunu ifade eden Nurşen Aygün, “Bu yıl deniz zayıf görünüyor. Gelecek ne olur bilemiyorum. Palamut olmaz ise eşim burada durmaz başka İstanbul’da ya da başka bir yerdeki başka bir gemiye gider. Bizim gerçekten ana sorunumuz tuttuğumuz balığın para etmemesi. Tutuyoruz getiriyoruz tezgahlar diyor ki balık para etmiyor. Manavlar balığın satılmadığını söylüyor. Ben bunu anlamıyorum. Benim İstanbul’da da balıkçılık yapan tanıdıklarım var. Biz onların verdiği fiyatın üçte bir altına veriyoruz. Balık para etmiyor. Buna bir çözüm bulunmasını arzuluyorum. Ben 15 yıldır denizdeyim. Bu işte bizi üzen böyle bir durum var. Emeğimizin karşılığın alsak bize yeter.” diye konuştu.

 

  

SEBZE-MEYVEDEKİ SORUN BİZ DE VAR

Nurşen Aygün’ün eşi Süleyman Aygün de eşi ile birlikte balıkçılık yapmanın güzel olduğunu ifade ederek aynı durumdan dert yanıyor; ‘balık bizde para etmiyor tezgahta pahalı diye alan olmuyor.’ Tezgahta balık fiyatının 25 lira olduğunu ifade eden Aygün, “Ancak bu bunu 10 yada 15 liradan veriyoruz. Arada 5 lira fark olur arada bur kadar çok fark olur mu? Benden balığı 15 liraya alıyorsan 20 liraya ver. 7 liraya alıyorsan 10 liraya ver. El değiştirdiği yer bir tek burası. Benden alıyor tezgahına koyup satıyor. Benden 10 liraya al 15 liraya ver. Ama bu kadar çok fark olmaz. Balığı 10 liraya alıp 20 ya da 25 liraya sattığın zaman sen benim ortağım olmuş oluyorsun. Kayığımın ortağı olmuş oluyorsun. Yazık değil mi? Aynı sebze-meyve hallerinde olan biz de oluyor. Tarlada 1 lira olan domates pazarda 8 lira. Bizde de öyle. Bu kadar fark olmaz. Buna bir çözüm olmalı.” dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberunye.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.