Ordu'nun filmini çekmek istiyor

Ordu. 1 Kitap Fuarında okurları ile bir söyleşi gerçekleştiren Uğurcan Ataoğlu, Ordu ile ilgili uzun metrajlı bir film çekmek istediğini söyledi.

Ordu Lisesi’ni bitirdikten sonra İstanbul’a giderek grafik tasarım eğitimi aldığını belirten Uğurcan Ataoğlu, “30 yıldan fazla zaman oldu ve ben hala ne iş yaptığımı anlatamıyorum. Soruyorlar “sen şimdi ne yapıyorsun, grafik mi çiziyorsun?” diye. Gerçi artık Ordu’da üniversitesi var bu işin. Bundan 30 sene önce bilinmeyen bir meslekti grafik tasarım. Grafik tasarımda eğitim alanlar daha sonra büyük bir ihtimalle ajansa falan gidiyorlar. Orada reklam tasarımları, afişler, ilanlar, logolar, kurumsal kimlikler yapıyorlar. Meslek kariyerime grafikle başladım, çok seviyorum. Giderek hareketli görüntülere karşı bir ilgim başladı. Film olsun, video olsun, animasyon gibi.” dedi. YENİ HAYALİM ORDU FİLMİ   Şu anda en çok yapmak istediği şeyin Ordu ile ilgili uzun metrajlı bir film çekmek olduğunu ifade eden  Ataoğlu, “Arkadaşlar ile çalışıyoruz ara sıra. Bunu yaparsam kendimi daha iyi hissedeceğim, bu dünyaya gelmemim bir anlamı olduğunu düşüneceğim. Zeki Özel de bu projenin ortaklarından. Uzun metraj filmimizin ortaklarından. Zaten siparişi veren kendisidir.” diye konuştu.   BENCİ DEĞİL BİZCİYİM “Burada beni rahatsız eden tek şey “ben” kelimesi.” Diyen Ataoğlu;  “Çok “ben” diyen bir insan değilim. “Ben” diyenlerin sonu pek iyi olmuyor. Ben “biz”ci bir insanım yaptığım işlerde. Reklamcılıkta kalabalıkla yapılan bir iş. Hem ajans tarafında çok insan var, hem müşteri tarafında çok insan var. Bütün o insanların karışımından çıkıyor işler. Bu güne kadarki bizim yaptığımız kampanyalardaki ben bu işlerde yönetici konumundayım. Reklamcılık dilinde “yaratıcı yönetmen” diyorlar. “ şeklinde konuştu.   KENDİMİ ORDUNUN ROBİ HODD’U OLARAK GÖRÜYORUM Sorulara da cevap verene Atağolu, sözlerini şöyle tamamladı: “Sevgili Serdar Köksal bir dergi çıkarıyordu bundan üç ya da dört sene önce. O dergide bir röportajda söylemiştim sonra çok hoşuma gitti. Ben gerçekten kendimi Ordu’nun Robin Hood’u olarak hissediyorum. Robin Hood ne yapıyor? Zenginden alıp, fakire veriyor. Hırsızlık yapıyor ama hırsızlığı anlamlandırıyor kendine göre. Haklı gerekçeleri var. İnandığı dava için kullanıyor. Buradaki zengin de benim, fakir de benim. Zengin halimden çalıp Ordu’ya getiriyorum. Fikirlerimi, gücümü, enerjimi… Zamanımın önemli bir bölümünü  Ordu için yapılan çalışmalara ayırıyorum. Ordu’dan gelen yardım taleplerinin çoğuna olmasa bile bir kısmına cevap verebiliyorum. Enis Ayar bunların başındadır zaten. Hayatım Enis’in projelerine iş yapmakla geçti. Onun hayallerini kağıda döktüm ben. Gözle görünür hale getirdim. Bunları yaparken Ordulu damarımda beslendi aslında. Bu gün düşündüm de aslında ben kendim için de yapmışım. Baktığım zaman bunu görüyorum.”    Daha sonra Uğurcan Ataoğlu yaptığım çeşitli çalışmaları bir slayt eşliğinde izleyicilere tanıttı.