Saadet Partisi (SP) Ordu Büyükşehir Belediye Başkan adayı ve eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, seçim çalışmaları kapsamında Korgan’ın Tepealan Mahallesi’nde vatandaşlarla bir araya geldi. Ordu’nun Büyükşehir statüsüne geçmesiyle belde belediyesinden mahalleye dönüşen Tepealan’da coşkulu kalabalık tarafından karşılanan Şahin, burada vatandaşlara hitap etti. Türkiye’nin dünyada kendi kendine yetebilen yedinci ülke olduğunu ifade eden Şahin, son yıllarda hükümetin yaptığı yanlış uygulamalarla artık Türkiye’nin kendine yeten bir ülke olmadığını söyledi.

Ordu’nun tarım ve hayvancılık bölgesi olduğuna dikkat çeken Şahin, “Bölgemiz tarımın ve hayvancılığın bölgesidir. Bu bölgede süt hayvancılığı, et hayvancılığı asırlardır yapıla gelmiştir. Bugün de yapılmalıdır. Doğrusu budur. Ordu tarımın, hayvancılığın merkezi olmalıdır. Tarihinde bu vardır. Bugün de bunu yapmazsak Ordu, ekonomik, sosyal ve hatta güvenlik açısından çıkmaza doğru daha fazla gider. Bir yerinden başlamak lazım ve yanlışa dur, doğruya yürü demek gerekir. Türkiye dünyada kendi kendine yeten yedi özel ülkeden birisiydi. Yani kendisini besleyen, ihtiyacını üreten, bir kısmını da dünyaya satan nadir ülkelerden birisiydi. Ama geldiğimiz son yıllarda maalesef bu özelliğimizi kaybettik. Yanlış yapıldı. Eti Bulgaristan’dan, samanı Ermenistan’dan alan bir Türkiye bu yüzyılın Türkiye’si olamaz, olmamalıdır. Patatesi Mısır’dan, Suriye’den getiren bir Türkiye manzarası 2019 yılı Türkiye’sine hiç yakışmadı” diye konuştu.

BİRİLERİ BUNA DUR DEMELİ

Mahallede üretilen bir litre sütün fiyatının bir bardak çay fiyatıyla aynı olmasını da eleştiren Şahin, süte belediye olarak fiyat vereceklerini söyledi. Mahallede yaşayan kadınların işsiz kalmaması için ellini taşın altına koyacağını kaydeden Şahin, “Şu süt büyük emeklerle üretiliyor. Bunun bir maliyeti, emeği var. Buna emek veren erkeklerimiz, özellikle Tepealan’ın, Korgan’ın, Aybastı’nın çilekeş kadınları var. Bu yaylaların anaç süt hayvanları var. Bu sütün şu andaki Ordu’daki piyasasında oluşan fiyatı Türkiye fiyatının da çok altındadır. Bu süt su fiyatından ucuz 1 lira 10 kuruş. Bir bardak çay fiyatına 1 litre sütün fiyatına biz rıza gösteremeyiz. Kimse buna göz yummamalı. Bir bardak çaya 1 litre süt. Böyle süt, böyle ekonomi, böyle bir hesap yok. Bu hesabı gözden geçirmek durumundayız. 1 lira ise bu süt üretilmez, bu inekler ölür. Onlara bakan kadınlarımız, analarımız, bacılarımız işsiz kalır. İneğe mi, kadınlarımıza mı, piyasanın çöküşüne mi üzülelim. Birileri buna dur demeli. Korgan Belediye Başkanı seçeceğiniz arkadaş öncülük yapacak. Ben yanında duracağım ve bu süte biz fiyat vereceğiz. Bu süte sahip çıkacağız. Sadece süt değil, gücümüzün yettiği, aklımızın erdiği hangi konu varsa ona sahip çıkacağız. Kim ne yaparsa yapsın, biz çözüm üretmeliyiz. Kooperatifse kooperatif kuracağız. Şirketse belediyelerin şirketini kuracağız. Bu sütün emeğinin karşılığını vermek durumundayız. Bunu biz çözebilir miyiz? Bunun için Amerika’ya da, Rusya’ya da ihtiyacımız yok. Biz bize yeteriz” ifadelerinde bulundu.

FINDIK VE BAL MARKA OLACAK

Fındık ve balın marka olabilmesi için çalışmalar gerçekleştireceklerini kaydeden Şahin, şöyle konuştu: “Bölgemiz fındık bölgesidir. Bizim fındığımız çok özel ama fındık politikası bizim belediye olarak üstleneceğimiz bir konu olmaktan çok büyük konudur. Milyar dolarların döndüğü bir piyasa, hükümet meselesi, devlet meselesidir. Şunu söylemeden edemeyeceğiz; fındığın başkenti, balın başkenti Ordu olmasına rağmen ne fındık da ne de bal üretiminde dünyada ekonomik yönden hâkimiyetimiz ve merkez özelliğimiz henüz oluşmadı. Bunun oluşumu için balımızı marka yapıp dünyaya pazarlayacağız. Fındığın da bu memlekette maliyetinin üstünde makul karla satılması için piyasa oyunlarını bozmaya, piyasada oluşan yabancı ülke tekellerinin durdurulmasına yönelik mücadeleyi, itirazı yapmaya devam edeceğiz. Ağustos ve eylül ayında toplanan fındığın fiyatının iki ay sonrasında alanın alıp, satanın sattığı tarihten sonra ne mantıkla, ne akılla olduğu anlaşılmayan bir şekilde kasım ayında fiyat açıklanmasının da izahını istemeye devam edeceğiz. Sizin derdiniz bizim derdimiz. Tabi ki bizim de derdimiz biliyorum ki sizin de derdiniz. Benim kişisel bir derdim yok ama bir seçim dönemi ve beş yılda bir geliyor. Seçimi doğru yapmak lazım.”