Adıgüzel; Ordu'da Millet İttifakı adayı ben olmalıydım
Zorlu bir demokrasi mücadelesi verdiklerini kaydeden Adıgüzel, hem süreci hem de Ordu’daki durumu değerlendirerek, 31 Mart'ta Ordu'da Millet İttifakı adayının kendisinin olması gerektiğine dikkat çekti.
CHP Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel İstanbul’da mazbatanın alınmasından sonra, kutlama sürecine katılmayarak Ordu’ya dönerek bazı açıklamalarda bulundu. Adıgüzel açıklamasında şunları kaydetti:“Seçim bitmiş vatandaş tercihini yapmıştır. Daha önce milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde halkın tercihi ile iktidara gelenler, şimdi de sonuçlara saygı göstermek zorundadır. Yoksa kendi meşruiyetlerini de kaybederler.
İstanbul'a çuval başı nöbetine gittik
Ordu'da 1,5 aylık bir Büyükşehir seçim yarışının hemen sonrasında Genel Başkanımızın talimatı ile İstanbul seçiminde hakkımızı korumak için çuvallar başında nöbete gittik. Kâh çuval üstünde kâh sandalyede bekleyip 39 ilçede nöbet tuttuk. Ben toplamda 6 ilçede en son da Maltepe görev yaptım. Maltepe’de yeniden sayımın son çuvallarında da nöbetteydim.
Adalet yürüyüşümüzde Maltepe’de final yapmıştık. Halk ile birlikte çıktığımız demokrasi yürüyüşümüz de kaldığımız yerden Maltepe’den başlamış oldu.
Hak yemedik hakkımızı da yedirmedik
Halka inat olmaz. Halka rağmen icraat da olmaz. Bu sürecin sonunda hak haklıya teslim edilecektir
Şu anda tablo şudur; büyük şehirlerin tümünde CHP seçimi kazanmıştır.
İstanbul’da çok küçük bir farkla alınan seçimde Ordu’da CHP bayrağını taşıyarak, iktidara Ordudan bir malzeme verilmesini CHP'ye çamur atılmasını engelleyerek bizim de katkımız olmuştur.
Millet İttifakı'nın adayı ben olmalıydım
Ordu'da Millet İttifakı olarak iddia koyabilirdik. İdris Naim Şahin'e AKP seçmeninin tamamının ve CHP seçmeninin büyük bir kesiminin destek vermeyeceğini önceden söylemiştim. Gelinen tabloda CHP oyunu ekleseniz bile AKP ile arada 15 puan fark var. Bu ne demek. İdris Naim Sahin'e AKP seçmeni dönüp bakmadı bile. Tersine AKP oyunu arttırdı. İyi Parti ve MHP ile bizden yönlendirilen bir kesimin oyunu alabildi. Hâlbuki bu proje olmayıp benim adaylığımda Millet İttifakı olarak seçime girsek en az 35 ile başlar ve kazanmak için iddia da koyardık.
Saadet adayının kazanamayacağını, CHP'ye ve Millet ittifakına vereceği zararı göremeyen ufku dar bazı sağ aktörler simdi de İstanbul'daki başarıyı övüyorlar. Hala internet köşelerinden ahkâm kesiyor olmalarını da çok enteresan buluyorum. Bunların Ordu kamuoyuna ve bizlere özür borçlu olduklarını düşünüyorum.
Altınordu tezgaha kurban gitti
Bu arada Altınordu ilçesinin kaybından “ilçede CHP, büyükşehirde Saadet” tezgâhını yapanlar sorumludur. Bunlar 2014’de yani bir önceki yerel seçimde bu işi merkez sağdaki bazı aktörler ile birlikte tezgâhlayanlar ile yine aynı kişilerdir.
Yeri geldiği zaman bunların analizi de gereken şekilde yapılacaktır.
Sandıktan çıkan oyların sayısı toplanır ve bir kâğıda yazılır. Ama bir dik duruşun, bir ilke ve ülke mücadelesindeki alan savunmasının, bir bayrak tutuşun sayı ile ifadesi mümkün değildir ve tarihe yazılır. Bu nedenle alnım ak yüzüm paktır. Asıl kendisini sorgulaması gerekenler CHP'li olup da tüm uyarılarıma rağmen olmayacak bir adaya ve partiye teveccüh gösterenlerdir. Onları da kendi iç muhasebeleri ile baş başa bırakıyorum.
Ordu'daki AKP iktidarı, Ordu'da Millet İttifakı’nı bozanların, Saadetin adayını proje yapanların ve bu projeye destek verenlerin eseridir.
İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin en büyük şehirlerindeki CHP iktidarı da bizimle birlikte onur ve gurur ile mücadele edenlerin eseridir.