Yılmaz, “Sorunlarımız yıllardır ihmal edildiği için kronik bir hal aldı”
Açıklama şöyle:
Hemşireler Günü ve 12-18 Mayıs Hemşireler Haftası dolayısıyla basın açıklaması:
“Sağlık sisteminin omurgası olan hemşireler, bir Hemşireler Günü’ne daha sorunların girdabında, buruk bir şekilde giriyorlar.
Buruklar çünkü yaşadıkları sorunlar pandemi süreciyle daha da derinleşti, sorunlarına yenileri eklendi.
İrade ortaya konulduğunda bir günde çözülebilecek sorunlar, yıllardır ihmal edildiği için maalesef kronik bir hal aldı.
‘Sağlık Çalışanları Yılı’ olan 2021 yılında da ne yazık ki gözle görülür bir iyileşme sağlanamadı.
Bu noktada Sağlık-Sen olarak hem sahada hem de masada mücadelemizi sürdürdük ve sürdürmeye de devam ediyoruz.
Başta fedakar hemşireler olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının can yakan ortak sorunları belli.
Hemşirelerin görev tanımlarının net çizilmemiş olması ve uygulamalardan kaynaklı sorunlar nedeniyle hemşirelik mesleğinin geleceği risk altındadır. Meslek tanımlarının belirlenmesi hemşirelik mesleği açısından en önemli adım olacaktır.
OECD ve Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde bir hemşire, dört hemşirenin yapması gereken işi tek başına yapmaktadır. Bakanlık verilerine göre, 2020 yılında 156 bin 972 olan hemşire sayısı 2021’de 2 bin 292 azalarak 154 bin 680’e gerilemiştir. Hemşirelerin ne denli iş yüküyle çalıştığı ve sağlanan istihdamların da yeterli olmadığı bu rakamlarla açıkça ortadır.
Bir diğer önemli husus ise şiddet konusudur. Sağlık alanında bulunan 39 branş arasında hekimlerden sonra en fazla şiddet gören kesim hemşirelerdir. Tüm sağlık çalışanlarının ortak sorunu olan şiddete karşı yasal adımlar atılmış olsa da aslolanın toplumsal duyarlılık olduğu açıktır.
Bu sorunların yanında yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı kamu çalışanları olmak üzere tüm toplumun ortak sorunudur. Beklentimiz alım gücünü koruyacak adımların atılması, başta kamu görevlilerimiz ve sabit gelirlilerin enflasyona ezdirilmemesidir. Bu noktada atılması gereken ilk adım, 6 aylık süreyle verilen enflasyon farkının aylık olarak maaşlara yansıtılması olmalıdır.
Zaten sağlık çalışanları yıllardır alın terini tırpanlayan ücret adaletsizliği ile boğuşuyor. Döner sermaye sisteminden kaynaklanan adaletsizlik hekiminden hemşiresine tüm sağlık çalışanlarının temel sorunu olmaya devam ediyor. Bu sorunun çözümü için yapılan palyatif çözümler de maalesef günü kurtarmaktan başka bir işe yaramamıştır.
Tüm bunların yanında 14 Mart Tıp Bayramı’nda Sayın Cumhurbaşkanı’nın yaptığı açıklamaları önemli buluyoruz.
Sabit ek ödemelerin merkezi bütçeye aktarılarak (maaş ve ek ödeme) tek kalemden ödenecek olması, merkezi yönetim bütçesinden performans ödemeleri için ilave kaynak aktarılarak, ek ödemelerde artış yapılacak olması, ücretlerde yapılacak iyileştirmenin emekliliğe de yansıyacak olması, 3600 ek göstergeden yararlanacak olanların kapsamının genişletilmesi…
Sağlık çalışanlarına şiddetin katalog suç sayılacak olması ve malpraktis davalarına karşı kurul oluşturulması…
Sayın Cumhurbaşkanının hayata geçirileceğini söylediği bu düzenlemelerin bir an önce uygulamaya geçmesini bekliyoruz. Geç kalınmış olsa da tüm bunlar yerinde düzenlemelerdir ve hemşireler dahil fedakar sağlık çalışanlarının tamamı bu hususlarda iki aydan beri adım atılmasını beklemektedir.
Düzenlemeler hayata geçirilirken, adalet ve hakkaniyet mutlak surette gözetilmelidir. Aksi adımların, sağlık sistemine daha fazla darbe vuracağını ve yeni mağduriyetler üreteceğini hiç kimsenin unutmaması gerekir.
Sağlık-Sen olarak sorunların çözümünün, sağlık çalışanlarına haklarının teslimi noktasında adaletin ve vicdanın gereği olduğuna inanıyoruz.
Hemşireler Haftası dolayısıyla, bu inancımızı ve kararlılığımızı bir defa daha tekrarlıyor; fedakar tüm hemşirelerimizin bu anlamlı gününü içtenlikle kutluyoruz.
Bu vesileyle, başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere tüm yetkilileri, sağlık çalışanlarının kronik sorunları için bir an önce adım atmaya davet ediyoruz.”