Ordu’nun İşareti Olabilir Nesli Tükenmezse!

Mersin Mahallesi Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Soner Engin, Ordu’da sadece Çamburnu ile Yasonburnu arasında bulunan ve Mersin Kaya Mezgidi adıyla bilinen mezgidin Ordu’nun işareti olabileceğini, ancak aşırı ve kaçak avlanma sebebiyle neslinin bir iki yıl içinde bitebileceğini söyledi.

İstanbul’da lüfer balığının İstanbul’un işareti olarak tescil edilmesi için Tarım ve Orman Bakanlığına başvuruda bulunulması Perşembe’deki balıkçıları da heyecanlandırdı. Karadeniz’de sadece Perşembe’nin Mersin mahallesinde Kaya Mezgidi adıyla bilinen bir balık türü olduğunu belirten balıkçılar bunun Ordu’nun işareti olabileceğini ancak son yıllarda aşırı ve kaçak avlanma sebebiyle neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını belirtiyor. KARADENİZ’DE SADECE PERŞEMBE’DE Mezgidin Karadeniz ve Marmara'da yaşayan bir balık türü olduğunu belirten Mersin Mahallesi Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Soner Engin, “Boyu 20 ila 40 santim arasında olan mezgit, Karadeniz'de hamsiden sonra en çok tüketilen balık türü olma özelliğine sahip. Bizim burada ise sadece buraya has bir mezgit türü bulunuyor. 'Kaya Mezgidi', 'Mersin Kaya Mezgidi', 'Perşembe Mezgidi' gibi isimler verilen mezgit türü yalnızca Mersin Mahallesi açıklarında Çamburnu ile Yasonburnu arasındaki kayalık alanda yaşıyor. Yılın her günü avlanan balık, adını kayalık alanlarda yaşamasından alıyor. Boyu 50 santimi aşabiliyor. Ağırlığı 1,5 kiloya ulaşabiliyor. Mezgidin sırt kısmı sarı renkte, kaya mezgidinin ise siyah oluyor. Kaya mezgidinin tadı da bilinen mezgitten daha lezzetli oluyor.” dedi.   NESLİ HER AN TÜKENEBİLİR! Kaya mezgidinin yöre için hazine olduğunu ifade eden Mersin Mahallesi Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Engin, "Elbette bu hazine Ordu’nun ya da Perşembe’nin işarete olabilir. Ancak son yıllarda aşırı ve kaçak avlanma sebebiyle iyice azaldı. Hatta neslinin tükenme tehlikesi bile var diyebiliriz. Bugün 10 yıl öncesine göre yüzde 60-65 oranında daha az balık çıkıyor. Bunun nedeni trol tekneleri ve kaçak avlanma. Bunun yanı sıra boyları da çük küçüldü. Çünkü balığın yakalandığı ağların ağ göz açıklığı çük küçüldü. Önceden bu açıklık 24 milimetre ikin bu düşü düşe 15-16 milimetreye düştü. Bir şeyler yapılıp önlem alınmazsa bu 12 milimetreye kadar düşecek. Bu da hamsi boyutunda kaya mezgidi avı yapılması demek.” diye konuştu.                  BU AV BASKISINA DAYANAMAZ! Mersin Kaya Mezgidi’nin bu avcılığa dayanmasını mümkün olmadığını aktaran Engin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çünkü bu balık yılın 365 günü avlanıyor. Hiç aman verilmiyor. O nedenle denetimlerin çok iyi yapılması gerekiyor. Hem denizde trol teknelerinin çok iyi denetlenmesi gerekiyor hem de karada tezgahta bunu küçük boyutlu satan insanların çok iyi denetlenmesi gerekiyor. Bir de bir cezaların caydırıcı olması gerekiyor. Adam kaçak avlanıyor ancak cezasını avlandığın balığın küçük bir miktarı ile ödeyebiliyor. Böyle olmamalı. Başka ülkelerde kaçak avlananın teknesini el konuluyor. Bizde ise küçük bir ceza var. Bu bağın yiyeceği çamuka dediğimiz balık. Bunu trol tekneleri aşı ve ölçüsüz avladığı için bu balık da yiyeceksiz kalıyor. Av baskısı da cabası. Denizde kum olsa bu av baskısına dayanamaz.” BİR ŞEYLER YAPILMAZSA GELECEĞİ KARANLIK Karadeniz’de pek çok balığın neslinin tükendiğini hatırlatan Engin, sözlerini şöyle tamamladı: “Mersin Kaya Mezgidi böyle olmasın. O sadece Ordu’ya has bir balık. Bunu korumasını ve gelecek nesillere ulaşmasını başaralım. Bunun için yılın 365 günü avlanmamalı. Hatta bir iki yıl nadasa bırakılmalı hiç avlanılmamalı. Sonrasında da aynı değer balıklarda olduğu gibi Nisan 15 ila 1 Eylül arasında avı durdurulmalı. Bu arada belli bir kaynak oluşturularak bunu avlayan küçük balıkçıya destek verilebilir. Önceden yarım kiloluk, 1 kiloluk Kaya Mezgidi çıktığı da oluyordu. 10 sene önce 10 tanesi bir tava dolduruyordu şimdi 30 tanesi doldurmuyor. Zaten bunun avını yapan 100 kadar tekne vardır. Bir de Mersin Kaya Mezgidi olmadığı halde Gülyalı’da çıkan Terme’de çıkan mezgide de Mersin Kaya Mezgidi deniyor tezgahlarda satılıyor. Bilen biliyor ama bilmeyen de çok. Bununla da mücadele edilmesi gerekiyor.”