Partiler, aday adayları arasından tercihlerini yapıp milletvekili adaylarını belirlemesinin ardından; Bazıları kendini kesin seçilebilecek sırada gördü: Sevindi… Bazıları seçilebilir/seçilemez ihtimali olan sırada yer aldı: Sevindi ama buruk sevindi… Bazıları ise kesin seçilemeyeceği sırada buldu kendini: Üzüldü, ama belli etmedi… Bazıları hiç sıraya konmadı… Bunlardan bir kısmı, “Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın” dedi. Bir kısmı ise; sıraya konmamayı sindiremedi. Tepki gösterdi, küstü, darıldı. ******************* ******************* Bir örnek: 1984 yılındaki Belediye Başkanlığı seçimleri için Anavatan Partisi’nden iki aday adayı vardı: Sn. İsmail Cerrahoğlu, Sn. Yılmaz Sanioğlu. Her ikisi de güçlü aday adayıydı. Parti yönetimi bir akşam oylama yaptı. Belediye başkan adayı olarak Sn. Cerrahoğlu seçildi. Sn. Sanioğlu ne yaptı? Küsüp kenara mı çekildi? Hayır… O gecenin sabahında doğru Sn. Cerrahoğlu’nun evinin kapısına gitti. Zile bastı; “Ne duruyorsun hala, in aşağı seçim çalışmasına başlıyoruz” dedi. Halkla teşriki mesaisi yoğun olan Sn. Sanioğlu, girdi İsmail Cerrahoğlu’nun koluna mahalle mahalle, ev ev dolaştırdı oy istedi. Ve seçimi Sn. Cerrahoğlu kazandı, belediye başkanı oldu. Sn. Yılmaz Sanioğlu bununla da kalmadı. Anavatan Partisi’nin her çalışmasında yer aldı. Hem de en önde… Sn. Şükrü Yürür Ankara’dan bölgeye geldiğinde onunla belde belde köy köy dolaştı. Sonuçta ne oldu? Sn. Yılmaz Sanioğlu bütün bunların sonunda 1987 yılında milletvekili adaylığına layık görüldü. Seçimi kazandı, Meclis’e gitti. ****************** ****************** Ya peki Sn. İsmail Cerrahoğlu ne yaptı? Çok başarılı belediye başkanlığı yaptı. Ünye’nin kentleşmesine çok önemli katkılarda bulundu. Ama belediye başkanlığında gösterdiği başarıyı ve ustalığı siyasette gösteremedi. Kendisinin daha iyi bileceği sebep/sebepler yüzünden partisinin milletvekili Sn. Sanioğlu’na, partisinin bakanı Sn. Şükrü Yürür’e küskünlük yaptı, darıldı, uzaklaştı. Peki, sonuçta ne oldu? Sn. İsmail Cerrahoğlu siyasette oynattığı taşı bir daha yerine koyamadı. Partisinden ayrıldı, başka partiye geçti. Belediye başkanı adayı oldu, kazanamadı; milletvekili adayı oldu, kazanamadı. Sonraki yıllarda bir görüşmemizde dedi ki: “Çok yanlış yaptım, küsmeyecek, darılmayacaktım. Partimde kalıp siyasete devam edecektim. Belediye başkanı da olurdum milletvekili de…” ******************* ******************* Sonuç: Siyaset duygusallık kabul etmiyor. Küskünlük dargınlık tanımıyor, ezip geçiyor. Kısacası siyaset amatörlüğü reddediyor, profesyonellik istiyor.
Anasayfa
Yazarlar
Editörden
Yazı Detayı
Bu yazı 977+ kez okundu.
Siyaset küsmeyi, darılmayı ezer geçer...
Partiler, aday adayları arasından tercihlerini yapıp milletvekili adaylarını belirlemesinin ardından; Bazıları kendini kesin seçilebilecek sırada gördü: Sevindi… Bazıları seçilebilir/seçilemez ihtimali olan sırada yer aldı: Sevindi ama buruk sevindi… Bazıları ise kesin seçilemeyeceği sırada buldu kendini: Üzüldü, ama belli etmedi… Bazıları hiç sıraya konmadı… Bunlardan bir kısmı, “Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın” dedi. Bir kısmı ise; sıraya konmamayı sindiremedi. Tepki gösterdi, küstü, darıldı. ******************* ******************* Bir örnek: 1984 yılındaki Belediye Başkanlığı seçimleri için Anavatan Partisi’nden iki aday adayı vardı: Sn. İsmail Cerrahoğlu, Sn. Yılmaz Sanioğlu. Her ikisi de güçlü aday adayıydı. Parti yönetimi bir akşam oylama yaptı. Belediye başkan adayı olarak Sn. Cerrahoğlu seçildi. Sn. Sanioğlu ne yaptı? Küsüp kenara mı çekildi? Hayır… O gecenin sabahında doğru Sn. Cerrahoğlu’nun evinin kapısına gitti. Zile bastı; “Ne duruyorsun hala, in aşağı seçim çalışmasına başlıyoruz” dedi. Halkla teşriki mesaisi yoğun olan Sn. Sanioğlu, girdi İsmail Cerrahoğlu’nun koluna mahalle mahalle, ev ev dolaştırdı oy istedi. Ve seçimi Sn. Cerrahoğlu kazandı, belediye başkanı oldu. Sn. Yılmaz Sanioğlu bununla da kalmadı. Anavatan Partisi’nin her çalışmasında yer aldı. Hem de en önde… Sn. Şükrü Yürür Ankara’dan bölgeye geldiğinde onunla belde belde köy köy dolaştı. Sonuçta ne oldu? Sn. Yılmaz Sanioğlu bütün bunların sonunda 1987 yılında milletvekili adaylığına layık görüldü. Seçimi kazandı, Meclis’e gitti. ****************** ****************** Ya peki Sn. İsmail Cerrahoğlu ne yaptı? Çok başarılı belediye başkanlığı yaptı. Ünye’nin kentleşmesine çok önemli katkılarda bulundu. Ama belediye başkanlığında gösterdiği başarıyı ve ustalığı siyasette gösteremedi. Kendisinin daha iyi bileceği sebep/sebepler yüzünden partisinin milletvekili Sn. Sanioğlu’na, partisinin bakanı Sn. Şükrü Yürür’e küskünlük yaptı, darıldı, uzaklaştı. Peki, sonuçta ne oldu? Sn. İsmail Cerrahoğlu siyasette oynattığı taşı bir daha yerine koyamadı. Partisinden ayrıldı, başka partiye geçti. Belediye başkanı adayı oldu, kazanamadı; milletvekili adayı oldu, kazanamadı. Sonraki yıllarda bir görüşmemizde dedi ki: “Çok yanlış yaptım, küsmeyecek, darılmayacaktım. Partimde kalıp siyasete devam edecektim. Belediye başkanı da olurdum milletvekili de…” ******************* ******************* Sonuç: Siyaset duygusallık kabul etmiyor. Küskünlük dargınlık tanımıyor, ezip geçiyor. Kısacası siyaset amatörlüğü reddediyor, profesyonellik istiyor.
Ekleme
Tarihi: 15 Ekim 2018 - Pazartesi
Siyaset küsmeyi, darılmayı ezer geçer...
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.